Zermatt’taki ikinci günümüzde, bu kez istikamet 3.089 metre yüksekliğindeki Gornergrat. İlk günden kalma yorgunlukla bu sefer risk almıyor ve Zermatt merkezden kalkan Gornergrat trenine doğru gidiyoruz. İsviçre’de her şey gibi tren ücretleri de ne yazık ki pahalı. Gornergrat için tek yön kişi başı gidiş için 45 CHF ödüyoruz. Dönüşümüzü yürüyerek Winkelmatten’e yapacağımız için dönüş için herhangi bir bilet almıyoruz.
Tren oldukça dik olan yoldan Gornergrat’a doğru adeta tırmanıyor. Zaman zaman oldukça yavaşlıyor ama durmadan yukarıya doğru çıkıyoruz. Saat 10 civarları ve bu nedenle Matterhorn’un başı henüz dumansız. Fırsat bu fırsat deyip, bu heybetli dağın bol bol fotoğrafını çekiyoruz. Riffelalp-Riffelberg-Rotenboden istasyonlarına uğradıktan sonra son durak olan Gornergrat tren istasyonuna varıyoruz.
Gornergrat’ın en ünlü yeri oteli. 3100 metre’de bulunan Kulmhotel aynı zamanda dünyanın en yüksekte bulunan oteli. Otelin bulunduğu bölgeden yüksekliği 4.000 metrenin üzerinde olan tam 29 zirveyi görmek mümkün. Zaten Gornergrat’ın dört bir yanında muhteşem zirveler insana tam bir görsel şölen sunuyor.
Burada aynı zamanda ufak bir şapel bile bulunuyor. Aynı zamanda otelin restoran kısmında bir şeyler içmek ve yemek mümkün ancak fiyatlar oldukça tuzlu. Yine otelin bünyesinde bulunan mağazada çanta, bavul, saat, çakı gibi ürünlerin İsviçre markalarını bulmak mümkün. Tabii ki yine hepsi ateş pahası:) Neyse ki eğer çanta ve bavul gibi büyük ürünler alırsanız, bunları Zermatt’a kadar sizin yerinize indiriyorlarmış. Bunu duyduğumuza ne kadar rahatladık anlatamayız 🙂 İçeride aynı zamanda Matterhorn’un çikolatadan yapılmış bir maketi de bulunuyor. 5 kg.’a yakın olan ağırlığıyla gerçekten iştah açıcı:)
Gornergrat’ta çevreyi dolaştıktan ve fotoğraflarımızı çektikten sonra Riffelsee’ye doğru yola çıkıyoruz. Son fotoğrafımızda küçüklere kayağı sevdirmek için Zermatt bölgesinin kayak okullarının maskotu olan kuzu Wolli’yi atlamıyoruz:) Yaklaşık 45 dakikalık yokuş aşağıya bir yürüyüşün ardından, ünlü Matterhorn manzaralarının çekildiği Riffelsee’ye varıyoruz. Her ne kadar hava hafiften esiyor olsa da, Matterhorn’un suya düşen yansıması gerçekten çok güzel. Bu güzel manzara eşliğinde sandviçlerimizi ve Toblerone’umuzu afiyetle yiyoruz:)
Riffelsee’deki fotoğraf ve yemek molamızın ardından Riffelberg’e doğru yolumuza devam ediyoruz. Daha uzun ama daha kolay olan rotayı geçiyoruz ve yaklaşık 40 dakika sonra Riffelberg’e varıyoruz. Burada da Gornergrat’taki gibi bir otel-restoran bulunuyor. Manzara enfes! O nedenle burada bir şeyler içmeye karar veriyoruz.
Ardından yolumuza Mark Twain’s Weg üzerinden devam ediyoruz. Bu rotaya Mark Twain’in adının verilmesinin sebebi, Mark Twain’in gerçekten de Riffelberg’teki bu otelde kalması ve bu rotayı kullanması. Biz de bu rota üzerinden Riffelalp’e doğru yol alıyoruz. Yol keyifli olmasının yanında güzel manzaralar da sunuyor bize.
Riffelalp’den son varış noktamız olan Winkelmatten’e birkaç farklı rota üzerinden gitmek mümkün. Vakit de ilerlediği için biz en kolay rota olan, Findelback rotasını tercih ediyoruz. Zaten bu seviyeler ormanların başladığı yükseklikler olduğu için, genelde oldukça keyifli rotalar sunuyor insana.
Hava yavaştan bozmaya başlıyor ama bu orman içinde keyifle oyun oynayan sincapların keyfini kaçırmıyor:) 5-6 sincap bir o ağaca,bir bu ağaca tırmanıp duruyor. Onları bu halde izlemek çok keyifli. O kadar hızlılar ki fotoğraflarını çekmek mümkün olmuyor ne yazık ki. Bir sincabı kandırmak için elinden çam kozalağını alıyoruz. Ancak kozalak için geri gelmeyince afiyetle taze çam fıstıklarını yiyoruz:P
Yemyeşil yapraklı ulu ağaçların içindeki patikalardan ağır ağır Zermatt’a doğru iniyoruz. Hafiften yağan yağmur çevreyi daha bir parlak yapıyor ve ormanın içine ağır ağır toprak kokusu siniyor. Bu güzel duygularla akşam üstü Winkelmatten’e ve oradan da 10 dakikalık yürüyüşle Zermatt merkeze varıyoruz.